Kelimelerin Ruhumuzda Bıraktığı Lekelere Dair: İz - Aysel Gülle

"Ey Kalabalık, 
Sağır olduğumuz için mi 
Gür çıkar sesiniz"



Bazı insanlar anlatmak istediklerini sayfalar dolusu yazarak anlatabilirken, bazıları için iki satır yeterli olur. Meramını kısa iki satırla veya bir dörtlükle anlatabilen, bir mısra ile insanın üzerinden bir ömrü geçirebilen insanlara saygı duymak lazımdır. İşte bu yüzden şairlere ve şiirlere ayrı bir düşkünlüğüm olmuştur hep. Genelde bir erkekte ergenlik döneminde hoş görülmeyen bir şey olsa da, şiir yazmak aşık olan ve kelimeleri az çok bir araya getirebilen her erkeğin kaderinde vardır. Tuhaftır ki, şiir yazmak genç erkeklerde bir aşağılama sebebi olmasına karşın günümüzün en usta şairleri hep erkekler arasından çıkmıştır. Kendi zevkime göre iyi bir şiir külliyatım olmakla birlikte, sizlere bugün yeni bir şairi ve onun ilk şiir kitabını tanıtacağım. Üstelik genel algının ötesinde bir kadın şairin dizelerinde üzerine ömürler yüklenmiş satırlardan bahsedeceğim. Kitap İkinci Adam yayınları tarafından basılmış, kağıt kapaklı 149 sayfa. Şair yakın bir tanıdığım olmasına karşın, şiirlerini okudukça aslında kendisini yeni tanıdığımı anladığımı söylemeliyim. Şiirler ile birlikte bizzat Aysel Gülle'nin ve Aykut Tokaçoğlu'nun çizimleri ve Erhan Taçlı'nın fotoğrafları da şiirlere eşlik ediyor. Aykut Genç'in imzası olan konsept ve tasarıma baktığınızda, sadece şiir okumadığınız ama aynı zamanda bu çizimlerle de bir şeylerin anlatılmaya çalışıldığı özgün bir eseri elinizde tuttuğunuzu fark ediyorsunuz. Sayfaları çevirip büyük beyaz bir sayfanın sonunda iki dize ile karşılaştığınız da, bütün bir sayfanın neden böyle kullanıldığını ve hatta müşkülpesent bir şekilde harcanmakta olduğunu kendinize sorabilirsiniz. Oysa hayatlarımızda böyle değil mi? Büyük beyaz sayfalarda iki satırlık anlamdan daha azı değil mi hayatlarımız? Bütün bir ömrün ardından anlatabileceğimiz anıların toplamı 4-5 saatten daha az değil mi?Sebebini bilmesem de, bilinçli bir tercih olarak yorumladım bu durumu. Zira pek çoğumuz koca bir hayatta iki satırla bile anlatamıyoruz bir şeyleri ya da anlamlandıramıyoruz. Yanlarındaki görseller kah şiirlerle bağlantılı, kah bağımsız tamamen. Kelimelerin bile anlatmakta yetersiz kaldığı durumlar var ya, işte onları anlatsınlar diye konulmuş kitaba.

Kitabın orta sayfalarında şairin yüzünün gözükmediği iki resmi var. Anlaşılan o ki, kelimeleri ile kendisini tamamen kağıda döken şair, kendisine bir tek yüzü kalsın istemiş. Öyle ki bütün bir kitap boyunca göze vuran dizelerle, yüzü dışında tüm benliğini açmış zaten okuyana. Şiirler insan hayatına dair. Tutsaklık, sınırlar, hayaller, korkular ve ümitlere dair. Çizimler de bir o kadar sürrealist üslupta. Olmayan bir gerçekliği, var etmeye çalışırmış gibi bir havası var. Hayatta sadece siyah ve beyaza yer veren pek çoğu gibi, çizimlerde siyah ve beyazı görüyorsunuz sadece. Örneğin okuduğumda beni allak bullak eden iki satır var "Yollar boğazına sarılırmış insanın, Sen gidince anladım". Gelişler ve gidişlerle dolu ömrümde yollara asfalt, dillere pelesenk olmuş yalnızlığımı anımsattı bana. Bazı insanlar vardır, kalabalıklar içerisinde yalnızdır. İşte benimde kendimi içinde saydığım o yalnızlardan birisiymiş gibi geldi bana şair. Lise yıllarımdan başlayarak, üniversiteden mezun olana kadar şiirler yazmışımdır hep. Halen de saklarım. Kendimce bir üslubum vardır; ama yazarken en keskin şekilde öğrendiğim şey, basit ama derin bir dörtlüğün, kıtalarca şiirden daha fazla anlam taşıyor olduğudur. İz'de çok fazla anlam yüklü. Anlamaya zorlamanıza bile gerek yok üstelik. Çok konuşmayı sevmeyen birinin, kelimelerden dahi tasarruf ederek yarattığı ciltlerce ansiklopedi gibi. Ne demiştim, şiir sihirli bir şey. Kimi sayfalar dolusu boşaltır içindekileri, kimiyse o sayfaya sadece bir dörtlük bırakır. Eğer bir hayatsa okuyup kelimelerini hapsetmek istediğiniz, kelimenin kıymetini bilene dört satırda yeter. 

Şiir seviyorsanız eğer, içinde kaybolabileceğiniz bir duygu atlasına ihtiyacınız varsa, bildik, şiirlerini ezberlediğiniz şairlerden farklı bir şairin dizelerini okumak istiyorsanız, İz'i kesinlikle tavsiye ederim. Şiirlerin dünyayı sardığı kitaptan en beğendiğim dizelerle veda etmek isterim sizlere; 


"Aynalara sana bakar gibi bakıyorum, 
Kendimi öyle daha çok seviyorum"