"Her ıslığı hücum borusu sayıp saldırdılar, Sur üflenince defansa geçecekler"
Aleksi Pavloviç
Yaz tatilinde kitap okumak, kitap aşığı olsun olmasın, pek çok okuyucu için bir ritüeldir. İster deniz kenarına gidilsin, ister köye, isterse sadece ayakları uzatıp dinleneceğiniz bir tatil olsun fark etmez. Bir kitap muhakkak yanınızda bulunur. Ancak pek çok tatil kitabı, kısa bir zaman dilimini eğlenceli geçirmek için seçilen genelde gerilim, polisiye, duygusal romanların, çerezlik tabir edilen kitapların akıbetine uğrar ve sadece içinde bulunduğunuz zamanı geçirmenize yarar. Size tanıtacağım kitap ise bu bahsettiğim tatil kitaplarından biriymiş gibi durmasına rağmen, sizi ters köşeye yatırabilecek bir kitap. April Yayınları tarafından yayınlanmış, karton kapaklı 285 sayfalık bu kitabı elinize ilk aldığınızda size boş vaktinizi geçirtmeyi vaat etmesinin yanında çok farklı ve unutulmayacak bir tarzı ve hikayeyi de beraberinde sizlere sunuyor. Oturduğu evin karşısında bir hapishane olan esas oğlanımız Ali Küflü son dönemde romanlarda karşılaştığım, en esprili, en farklı, en garip karakterlerden. Kitap okurken, dışarıya komik bir kitap okuduğu izlenimini vermek isteyen insanların yapay kahkahaları dışında, kahkaha atılabileceğine pek inanmayan birisi olmama rağmen, kitabın bazı bölümlerinde, özellikle bazı diyaloglarda kahkaha attım. Duvarlarını kitap sayfaları ile kaplayan, durduğu yerde kuş kafesi kokusu alan bir karakter Ali Küflü, bir dergide ilginç spor yazıları yazıyor ki kitabın içerisinde bu yazılarından bir demet mevcut ve çok eğlenceliler. Kurgunun ilerleme şekli ve okuyucuyu romanın bölümlerine karışık bir halde hazırlayan düzenlemesi bence pek takdire şayan olmuş. İlk başlarda, bunun romanla ne alakası olabilir dediğiniz günlük bölümlerinin, ilerleyen kısımlara yansıması ayrıca hoş bir etki yaratıyor. Ali Küflü dışında bir de Ali Paşa karakteri var ki, nevi şahsına münhasır dedikleri türden. Bir anlamda romanın esas oğlanından sürekli rol çalıyor. Kendisi Ali Küflü'nün semtinde yer alan hapishaneden kaçıp, esas oğlanımızın karşısına dikilen ve hikayenin ve intikamın sahibi. Mütevazı olduğu iddia edilen bir intikam planı için bir dünya karmaşa yaratacak prodüksiyonu göze alan bir kahraman. Çok derinlerde kalmış hassasiyetleri, çok farklı şekillerde ortaya çıkaran bir anlatımla sizi her sayfasında daha da içine çeken bir roman. Romanın bütününü pek etkilememekle birlikte belki üzerine kondurulabilecek tek söz klişe bir sonla bitmiş olması.
Bahadır Cüneyt Yalçın, zeka kokan diyaloglar yaratmada ve okuyucuyu kitap okumak zevkinin doruğuna çıkaran "merak" unsurunu ölçülü bir şekilde kullanmayı çok iyi başarmış bir yazar. Olayların başlangıç noktası ile sonu arasında ki bağlantı ilk etapta kurulamayacak düzeyde geliştirilmiş. Örneğin, yukarıda bir esas oğlan tanımı yapılmış; ama romanın baş karakterinin kim olduğu hususu, roman boyunca zaman zaman değişiyor. Romanda olayları aktaran kişiler zaman zaman değişiyor. Başlangıçta bu duruma alışamayıp, olayları kimin aktardığını karıştırabilmeniz olası, ancak sistematiği anlamanızın ardından, bu sorunu da rahatlıkla atlatabiliyorsunuz. Yazarın cümlelerle oynayışı muazzam. Sizi kitabın sayfasına odaklanmışken darmadağın edebilecek, güldürebilecek, içinize kapanmanıza sebep olabilecek girift bir oyunun, oyun kurucusu olduğunu hissettiriyor. Kendisiyle ilk olarak kitabıyla tanıştığım için Afili Filintalar'dan ve orada yazdıklarından daha sonra haberim oldu. Orada yazdıklarını okuduktan sonra, kendisine, yazma şekline ve kurgusunun ustalığının kaynağına aşinalığım, saygım kat be kat arttı. Bu yazıların akabinde bu romanın altyapısının ne kadar sağlam oluştuğunu fark edebiliyorsunuz. O yüzden önce Afili Filintalar'ın sitesine girip, Bahadır Cüneyt Yalçın'ın yazılarını okumanızı ve daha sonra bu romanı okumanızı özellikle tavsiye ederim. Onun yazdıklarını bir çerez olmaktan çok uzaklara götüren birikimi, kitabı okurken zaten karşınıza çıkacak. Fakat söz konusu okumak olduğunda daha da derinlerde boğulmanın bir sakıncası olmadığını düşünüyorum. Edebiyatımızın bu yeni nesil yazım tarzında gösterdiği gelişimi, bir miktar bohemliği, esprili anlatımı ve okuyucuyu boğmadan kurgunun geçtiği yerlere götürmeyi başaran nadide romanlardan birisi Mütevazı Bir İntikam. Ülkemizde sosyal medyanın ve son bir kaç yılda ortaya çıkan hareketlerin yoğunlaştırdığı bu yeni nesil kendini ifade biçimi, zeka fışkıran diyalog ve monologların bir kitap içerisinde ete kemiğe bürünmüş hali adeta. Eğlenceli zaman geçirmenin yanında, eskide kalmış hassasiyetleri, toplumumuzun son dönemlerde ayyuka çıkmış bazı hastalıklı huyları üzerinden eleştiren derinlik sahibi bir kitap okumak isteyen herkesi, kendilerini Bahadır Cüneyt Yalçın'ın kelimelerine terk etmeye davet ediyorum. Böylece sizler de ansızın, kitap sayfaları ile örülmüş bir duvara bakarken, burnunuza gelen kuş kafesi kokusuyla irkilebilirsiniz.
Kitaplarla kalın.