Asya'dan Karadeniz'e: Çin Kaynaklarına Göre Batı Türkleri - Edouard Chavannes





Türk tarihi maratonunda epey geride kalmış durumdayız. Uzun soluklu bir okuma maratonu olacağını başından da kestirebiliyordum; ama sonsuza kadar sadece okuyacakmışım gibi geliyordu o zamanlar. Aslında farklı projeler, yazma mesaileri, aile vb. pek çok bahaneyle de, bir yandan sizlere sürekli, eee nasıl yetişeyim diyorum gizliden gizliye. Yine de okuduğum hâlde değerlendirilmeyi bekleyen, üzerinden pek zaman geçmiş bir kitapla, en azından maratonumuzun eksik çivilerini tamamlayabiliriz. Batı Türkleri, Selenge Yayınları tarafından yayınlanmış. Eserin önceki çevirileri ile okuyacak olduğunuz kitabın arasındaki çeviri farklılıklarını Ahsen Batur'un sert üslubuyla aktardığı açılış bölümünü atlamak isteyebilirsiniz. Zira burada yayınevi muhakkak ki, daha hassas bir çeviri yapmakla birlikte, kitabın konusunun dışında kendini yücelttiği ölçüde, önceki örneği yermekte. Dolayısıyla ilgisiz ve kitaba başlamanızı geciktirecek bir uzunlukta olduğunu söylemeliyim. Chavannes'in Batı Türkleri, özellikle bizlerin I. Göktürk dönemi olarak öğrendiğimiz yıllarda, İstemi Yabgu ile başlayan batıdaki Türk hakimiyeti ve hakimiyet sahasındaki gelişmeleri konu alıyor. Çin kaynaklarından alınan bilgiler arasındaki, kâh transkripsiyon, kâh çelişkiler sebebiyle bir anlama ve okuma sorunu olsa da, Türk tarihinin bu dönemine ilişkin, tarih okurunun dikkatini çekecek pek çok bilgiyle dolu olduğunu söylemeliyim. Bu kitabı kıymetli kılan en önemli husus kaynak karşılaştırmalı yorum ve anlatımlar.  Aynı zamanda Chavannes'in eserinin uzun bir süre en önemli kaynaklardan olması ve bizim müfredat bazlı tarih anlatışımızda yer almayan pek çok ilgi çekici bilgiyi de ekleyebiliriz. H(k)ermichionlar ile Massagetler arasında kurulan bağlantı, onların Türklüğü, Juan Juanlar olma ihtimalleri gibi ana konunun dışında gözükse de, cımbızla çekilebilecek muazzam detayları da barındırıyor. Selenge'nin zaman zaman gözü yorsa da, dipnotlara kadar sirayet eden yoğun bilgi de bir diğer artı. İki yıldan uzun bir zamandır Selenge Yayınlarının yayın hayatına devam edip, etmeyeceği, mevcudu ve benzeri konularda Ahsen Batur'un sosyal medya paylaşımlarına da sirayet eden bir belirsizlik hakim. Ahsen Hoca mevcut şartlarda yayıncılığı sürdürmenin çok zor olduğundan dem vursa da, bir yandan da Vani Mehmet Efendi çevirisine devam ederek bir yandan da okuru beklenti içerisinde tutuyor. Türk tarihini yorumlamak noktasında, ülkemizde çevirileri bile mevcut olmayan pek çok mühim eseri kitaplığıma kazandırmış bir yayınevi olarak, Selenge'nin yayın hayatına son vermesinin, yeri kolay kolay doldurulamayacak bir kayıp oluşturacağı inancındayım. Batı Türkleri şu anda internet satış sitelerinde satış dışı gözüküyor. Ancak sahaf gezmenin keyfini deneyimleyerek, belki bir yerde karşılaşma ihtimaliniz de vardır. Gerçi lüzumsuz bir duyarla sıkıcı muadillere dönüşmek de istemiyorum. Nadir Kitap gibi tüm sahaflara internet üzerinden ulaşabildiğim platformlar olmasa, bugün pek çok kıymetli kitaba kavuşmamış, onları okuyamamış olurdum. Yine de kitapçı gezmenin, sahaflarda eski kitap kokusuyla mest olmanın da ayrı bir haz olduğunu ve çağ bilgiye ulaşmak anlamında ne kadar hızlı olsa da, yaşamayı böyle tecrübelerle ara ara yavaşlatmanın da keyfine varılması gerektiğini düşünüyorum.

Tarih maratonunda Göktürkleri bitirebilmek, pek çok diğer çalışma sayesinde gittikçe uzuyor. Samimi olarak da söylemem gerekirse, tarih okumalarını sürdürmeye ne kadar devam edebileceğim bilmiyorum. Zira okuma eğilimlerim keskin biçimde değişiyor. Bu yazının yazılmış olduğu tarihte maratonun bu bölümünü kapatmama iki kitap kalmış durumdaydı. Aradan geçen zamanda ya da en azından bu sene içerisinde bir uygarlıkla ilgili dosyayı daha kapatmış olacak mıyım birlikte göreceğiz.

Kitaplarla kalın.





Yorumlar